Türkiye’de 2004 yılından beri,
enflasyon aşağı yukarı aynı düzeylerde gidiyor. İşsizlik daha kötü... Tasarruflar daha kötü... Büyüme daha kötü... Cari açık daha kötü... Borçlanma oranımız çok daha kötü... Yolsuzluk en kötü... Özgürlükler noktasına gelince, demokrasi tam bir yalan...
Peki, neden böyle oldu? Hesaplama hatası mı? Ortada hesap falan yoktu ki! Yalandan hedefler konuldu, hiç biri tutmadı. Tutsun diye de hiçbir şey yapılmadı. Futbol takımları için “oyun düzeni yanlıştı” derler ya, bizimki de o hesap... Sistemsel hatalar vardı. Ekonomi tamamen yanlış kurgulandı.
Yapısal olarak birbirinin zıttı, fakat biri olmadan diğerinin anlam ifade edemeyeceği düzen kuruldu. Bu düzen hep belli bir kesime çalıştı.
Biz öylesine bir denge kurduk ki, iyi için kötüye ihtiyacımız oldu. Zamanla beraber daha az iyi için daha çok kötüye ihtiyaç duyunca denge falan kalmadı ortada... Şöyle ki;


ÇEMBER

İthalat borçluluğu artırır. Döviz kuru yükselirse borçlar ödenemez hale gelir. Üretimin ithalata bağlı olduğu için o da sekteye uğrar. Şirketlerin kapanır, üretimin düşer.
Kuru düşük tutarsan, ithal mallar ucuzlayacağından kendi üretimine zarar verirsin. Sanayici üreteceğine, tüccar ithal eder, cari açığın artar.
Haliyle cari açık verince borçlanırsın. Borçlanmak kötüdür ama borç bulamazsan da üretemezsin. Üretip satamazsan zaten borçlarını ödeyemezsin.
Yani ithal edip büyümezsek cari açık azalır ama bu sefer de bütçe açığı artar. Çünkü ithalattan alınan vergi gelirleri düşer. Cari açık adına tüketimi azaltırsan ülke büyümesi sekteye uğrar... Büyüyemezsen amacına, daha fazla refaha ulaşamazsın.
Üzerine enflasyonu koyalım. Gidip hemen her şeyi yurtdışından ithal edersen, TL değer kaybettiğinde bütün mallara zam gelir. Demek ki kuru düşük tutarsan enflasyonu da kontrol edersin. Düşük kur ithalatı artırır... İthalat da borçluluğu...


DENGEYİ BULMAK
Alın size denge sorunu! Çaresi ne? İthal etmeden büyümek ve vergi gelirlerini artırıp bütçe açığını kısmak... Söylemesi kolay tabii... Üretim, üretim için de yatırım gerek. Bunun için de ülkenin tasarruf etmesi...
Mevcut gelirine göre Türkiye’de kazanılan her 100 liranın sadece 14 lirası tasarrufa gidiyor. Kafayı dik tutmak istiyorsak bu rakamı 30 liraya çekmek gerekiyor. 25 milyon kişinin çalışıp, 77 milyon kişiye baktığı bir ülkede mi yapacağız bunu? Mümkün değil!
Yol aldığımız falan yok. Bir çemberde dönüp duruyoruz ve o çember her geçen gün biraz daha daralıyor. Çözüm mü arıyorsunuz? Sil baştan...