30 Haziran 2012

Kültürel Diplomasi Eğitimi, Uygulamaları ve Yeni Yaklaşımlar | Cultural Diplomacy Education: Practices and New Approaches

Ömer Ötgün, Dijital Kültürel Diplomasi Çalışma Grubu Direktörü 


ABD’li siyaset bilimci Milton Cummings kültürel diplomasiyi “karşılıklı anlayışı geliştirmek için fikirlerin, bilgilerin, sanatın ve diğer kültürel faaliyetlerin ülkeler ve ülke insanları arası alışverişi, kendi dilini diğer insanlara öğretmek, politikasını anlatmak” olarak tanımlamaktadır. 

 Diğer taraftan kültürel diplomasi, bir ülkenin dış politikasındaki hedefleri ya da diplomasisini desteklemek şeklinde ifade edilebileceği gibi o ülke diasporasının elini güçlendiren en önemli araç olarak da görülebilir. Bu yüzden Dışişleri Bakanlıkları ile doğrudan ya da dolaylı olarak bir bağlantının varlığından söz edilebilir. Bu bağlamda kültürel diplomasi yapan organizasyonlar bazen devlete bağlı çalışırken bazen de devlet destekli bağımsız kuruluş olarak hizmet veriyorlar. Burada kültürel diplomasi konusunda eğitim veren kurumlar,  bazı ülke uygulamaları ve yeni yaklaşımlar üzerinde durulacaktır. 


KÜLTÜREL DİPLOMASİ EĞİTİMİ

Kültürel diplomasisinin pratikteki yaygın kullanımı ve etkinliğine bakılırsa umulduğu kadar akademik camianın ilgisini çekmediği anlaşılacaktır. Uluslararası İlişkiler disiplini ne yazık ki bu diplomasiye hak ettiği değeri vermemektedir. Dolayısıyla kültürel diplomasi eğitimi birçok önde gelen üniversitelerin bile ilgi alanına girmemektedir.


Kültürel diplomasi eğitiminden bahsederken göze çarpan en etkin organizasyon 1999 yılında ABD’de kurulmuş olan Kültürel Diplomasi Enstitüsü’dür. Merkezi Berlin’de olan kuruluşun Washington, Slovenya, Bulgaristan, Romanya ve Ekvador’da birer şubesi bulunmaktadır. Enstitü, kültürel alanda öne çıkan özel sektörler, hükümetler ve şahıslarla işbirliği yaparak uluslar arası konferanslar, paneller ve tartışma toplantıları gerçekleştirmektedir. Annual Conference of Cultural Diplomacy, A World Without Walls, The Language of Art of Music, Young Leaders Forums, Europe Meets Russia bunlara örnek olarak gösterilebilir. Hatırlayağınız üzere bu konferanslardan biri de 2012 Nisan ayı içerisinde “The Ankara Conference on Peacebuilding…” adıyla Ankara’da yapılmıştı.  

Kültürel Diplomasi Enstitüsü Avrupa’daki bazı üniversitelerle ortak çalışma yaparak yüksek lisans ve doktora programları hazırlayıp eğitimini vermektedir. Bu üniversiteler Slovenya’daki The Euro-Mediterranean University ile Romanya’daki Babes-Bolyai University’dir. Enstitü, aynı zamanda öğrencilere yönelik staj eğitimi de vermektedir. 

Uluslararası alanda kültürel diplomasi çalışmalarında ele alınması gereken en önemli organizasyonlardan biri de BM bünyesinde faaliyet gösteren UNESCO’dur. UNESCO araştırma, yayın, standart belirleme, konferans eğitim vb gibi aktivitelerle kültürel konular üzerinde otorite bir organizasyondur. UNESCO’nun en önemli fonksiyonu da Dünya Miras Listesi hazırlamasıdır.

KÜLTÜREL DİPLOMASİ UYGULAMALARI

Kültürel diplomasi uygulamaları üzerine yapılan değerlendirmede; bu alanı bütün kurumlarıyla en aktif şekilde dolduran İngiltere ile yükselen bir güç olan ancak imajı pek de parlak olmayan Çin ele alınmıştır.

İngiltere, Kültürel Diplomasi uygulamalarında stratejik ve sistematik bir şekilde uygulayan en etkin ülke olarak öne çıkıyor. Kültürel diplomasi öğelerinin sadece diplomatlara bırakılmaması aksine sivil toplum örgütleri,  diasporalar ve uluslararası kuruluşlar yoluyla gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyor. Kültürel varlık olarak British Museum, British Library, Natural History Museum ve Victoria Albert Museum; bilimsel enstitü olarak Royal Botanik Gardens (Kew) ve Natural History Museum; sahne sanatlarında da Royal Opera House; son olarak kültürel propaganda alanında Foreign and Commonwealth Office (FCO) adına kültürel ilişkileri yürüten British Council en önemli organizasyonları olarak öne çıkıyor. Adı geçen her bir kuruluş bağımsız bir idari yapıya sahip. Hükümet idari işlere karışmıyor, sadece bütçe desteği sağlıyor.

Yukarıda adı geçen her bir kurum uluslararası faaliyet gösteren birer kültür elçisi olarak nitelenebilir. Mesela British Museum, gerek İngiltere’de gerekse diğer ülkelerde düzenlediği sergilerle milyonlarca ziyaretçi çekebiliyor. British Library’nin internet sayfası bir yılda 24 milyon defa hit alabiliyor. British Council bahsi geçen her bir örgütle ayrı ayrı çalışarak 1 yılda 109 farklı ülkede uzun vadeli ilişki yaratacak 1500 kültürel aktivite gerçekleştiriyor.  

Diğer taraftan Çin, sosyalist yönetim biçimiyle büyürken dünyanın özellikle de Avrupa’nın gözünde pek de parlak olmayan imajını düzeltebilmek için Konfüçyüs Enstitüleri açarak kültürel diplomaside çok hızlı ilerleyen bir ülke. 2004’ten bu yana tamamı devlete bağlı 400’e yakın Konfüçyüs Enstitüsü açan Çin, bu sayıyı 2020 yılına kadar 1000’e çıkarmayı hedefliyor. Bu enstitüler sadece Çince öğretmekle yetinmeyip hem geleneksel hem de modern Çin kültürünü tanıtıyor.

2003 yılından bu yana Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı olarak görev yapan Hu Jintao, 2012 yılı başında yaptığı bir konuşmada, Çin’in ideolojik ve kültürel alanlarının Batı kültürü tarafından kuşatıldığını söylemiştir. Bu yüzden dünyanın dört bir köşesini kendi kültürünü yaymak için kullanan Çin, özellikle ABD gibi ülkelerin Çin’de daha fazla kültürel merkez açmalarına engel oluyor. 2007 yılında Çin Komünist Partisinin 17. kongresinde Hu Jintao, Çin’in bundan sonraki süreçte yumuşak güç kaynaklarına daha fazla yatırım yapması gerektiğini ifade etmiştir. Yani Çin en üst mertebeden alınan destekle kültürel diplomasisini yürütmekte. Çin büyükelçiliklerinin çoğu kültür ataşesi bulunduruyor ve bu ataşelikler Konfüçyüs Enstitüleri tarafından destekleniyor.

YENİ YAKLAŞIMLAR

Kamu diplomasisinde olduğu gibi kültürel diplomaside de imajın büyük önemi vardır. Son yıllarda kültürel diplomasi yaklaşımlarında daha çok devlet imajı ön plana çıkarılmaya dönük çalışmalar yapılıyor. Başka bir ifadeyle ülkenin kültürel zenginliğini basit bir şekilde göstermekten ziyade stratejik planlarla hazırlanan projeleri hayata geçirmek şeklinde tanımlayabileceğimiz yeni yaklaşımda ekonomik ve teknolojik başarılar üzerine odaklanılmaktadır.

Bollywood’u ile ünlü olan Hindistan’ın Kültürel İlişkiler Konseyi kültürel diplomasi uygulamalarında kültürel zenginliklerinin yanı sıra “ekonomik güç, teknoloji devi” gibi imaj verici terimlere de yer vermektedir. Avustralya, Uluslararası Kültürel Konseyi imajına pozitiflik katan zengin ve eşsiz kültürüne ek olarak “modern, zengin, bilge ve ileri teknolojili” şeklinde ifadeler kullanmaktadır. Kültürel diplomasi aktivitelerine hükümetin bütçe azaltmasına rağmen Kanada, imaj olarak “çok kültürlü, modern, yaratıcı, yenilikçi, ileri teknolojili” ifadeleri yanı sıra ormanlarını, göllerini, geyiklerini ve atlı polislerini ön plana çıkarıyor.
Yeni Zelanda’nın Kültür ve Miras Bakanlığı bünyesinde 2004’te kurulan Kültürel Diplomasi Uluslararası Programı kültürel diplomasi ile ulusal markalaşma arasında ilişki kuruyor. Yapılacak çalışmalarda “çevreci, temiz, yenilikçi, yaratıcı ve ileri teknolojili” koşuluna uygunluk aranmaktadır. Özellikle “clean and green New Zealand” imaj oluşturmaya çalışması daha kaliteli ve bilinçli turist çekmek amaçlı.

Sonuç olarak, ülkeler dış politika hedeflerine ulaşmada ve imajlarını yükseltmede kültürel diplomasinin önemini idrak etmiş olsalardı daha fazla çaba sarf ederlerdi. Verilecek mesaj siyasi kanalla gönderilirse hedefteki kamuoyu tarafından şüpheyle karşılanabilir. Bu yüzden hükümete bağlı olmayan STK’lar bu işi ele almalı ve devlet tarafından desteklenmelidir. Kültürel diplomasi fonla olur. Fransa, İngiltere ve Almanya kültürel diplomasi alanında çok iyi geçmişleri var ve hala etkinler. Norveç son yıllarda kültürel diplomasiye daha fazla yatırım yapıyor. Sanat, sergi, senfoni vb. gibi kültürel organizasyonların uluslar arası faaliyetleri, belgesel yapımları ve diğer uygulamalar elbette çok masraflı aktivitelerdir. Fakat kazanımı bu yatırımları yapmaya değecektir. Çünkü kültürel diplomaside politikacıların ülke imajına verdiği negatif etkiyi azaltacak güç fazlasıyla bulunmaktadır.


KAYNAKLAR

1-Cultural Diplomacy. DEMOS. 2007.

2-Yeni Zelanda Kültürel Diplomasi Uluslar arası Programı:

3-Simor, M. Greater Role for Cultural Diplomacy. Clingendal Discussion Paper in Diplomacy No. 114. 2009

4-Seib, Philip. A strategy for Cultural Diplomacy. 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder