Ömer Ötgün, Dijital Kültürel Diplomasi Çalışma Grubu Direktörü
ABD’li
siyaset bilimci Milton Cummings kültürel diplomasiyi “karşılıklı anlayışı
geliştirmek için fikirlerin, bilgilerin, sanatın ve diğer kültürel
faaliyetlerin ülkeler ve ülke insanları arası alışverişi, kendi dilini diğer
insanlara öğretmek, politikasını anlatmak” olarak tanımlamaktadır.
Diğer
taraftan kültürel diplomasi, bir ülkenin dış politikasındaki hedefleri ya da
diplomasisini desteklemek şeklinde ifade edilebileceği gibi o ülke diasporasının
elini güçlendiren en önemli araç olarak da görülebilir. Bu yüzden Dışişleri
Bakanlıkları ile doğrudan ya da dolaylı olarak bir bağlantının varlığından söz
edilebilir. Bu bağlamda kültürel diplomasi yapan organizasyonlar bazen devlete
bağlı çalışırken bazen de devlet destekli bağımsız kuruluş olarak hizmet
veriyorlar. Burada kültürel diplomasi konusunda eğitim veren kurumlar, bazı ülke uygulamaları ve yeni yaklaşımlar üzerinde
durulacaktır.
KÜLTÜREL
DİPLOMASİ EĞİTİMİ
Kültürel diplomasisinin pratikteki
yaygın kullanımı ve etkinliğine bakılırsa umulduğu kadar akademik camianın
ilgisini çekmediği anlaşılacaktır. Uluslararası İlişkiler disiplini ne yazık ki
bu diplomasiye hak ettiği değeri vermemektedir. Dolayısıyla kültürel diplomasi eğitimi
birçok önde gelen üniversitelerin bile ilgi alanına girmemektedir.
Kültürel diplomasi eğitiminden
bahsederken göze çarpan en etkin organizasyon 1999 yılında ABD’de kurulmuş olan
Kültürel Diplomasi Enstitüsü’dür. Merkezi Berlin’de olan kuruluşun Washington,
Slovenya, Bulgaristan, Romanya ve Ekvador’da birer şubesi bulunmaktadır. Enstitü,
kültürel alanda öne çıkan özel sektörler, hükümetler ve şahıslarla işbirliği
yaparak uluslar arası konferanslar, paneller ve tartışma toplantıları
gerçekleştirmektedir. Annual Conference of Cultural Diplomacy, A World
Without Walls, The Language of Art of Music, Young Leaders Forums, Europe
Meets Russia bunlara
örnek olarak gösterilebilir. Hatırlayağınız üzere bu konferanslardan biri de 2012
Nisan ayı içerisinde “The Ankara Conference on Peacebuilding…” adıyla Ankara’da
yapılmıştı.
Kültürel Diplomasi Enstitüsü
Avrupa’daki bazı üniversitelerle ortak çalışma yaparak yüksek lisans ve doktora
programları hazırlayıp eğitimini vermektedir. Bu üniversiteler Slovenya’daki
The Euro-Mediterranean University ile Romanya’daki Babes-Bolyai University’dir.
Enstitü, aynı zamanda öğrencilere yönelik staj eğitimi de vermektedir.
Uluslararası alanda kültürel
diplomasi çalışmalarında ele alınması gereken en önemli organizasyonlardan biri
de BM bünyesinde faaliyet gösteren UNESCO’dur. UNESCO araştırma, yayın,
standart belirleme, konferans eğitim vb gibi aktivitelerle kültürel konular
üzerinde otorite bir organizasyondur. UNESCO’nun en önemli fonksiyonu da Dünya
Miras Listesi hazırlamasıdır.
KÜLTÜREL
DİPLOMASİ UYGULAMALARI
Kültürel
diplomasi uygulamaları üzerine yapılan değerlendirmede; bu alanı bütün
kurumlarıyla en aktif şekilde dolduran İngiltere ile yükselen bir güç olan
ancak imajı pek de parlak olmayan Çin ele alınmıştır.
İngiltere, Kültürel Diplomasi uygulamalarında stratejik
ve sistematik bir şekilde uygulayan en etkin ülke olarak öne çıkıyor.
Kültürel diplomasi öğelerinin sadece diplomatlara bırakılmaması aksine
sivil toplum örgütleri, diasporalar ve
uluslararası kuruluşlar yoluyla gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyor. Kültürel
varlık olarak British Museum, British Library, Natural History Museum ve
Victoria Albert Museum; bilimsel enstitü olarak Royal Botanik Gardens (Kew) ve
Natural History Museum; sahne sanatlarında da Royal Opera House; son olarak kültürel
propaganda alanında Foreign and Commonwealth Office (FCO) adına kültürel
ilişkileri yürüten British Council en önemli organizasyonları olarak öne
çıkıyor. Adı geçen her bir kuruluş bağımsız bir idari yapıya sahip. Hükümet
idari işlere karışmıyor, sadece bütçe desteği sağlıyor.
Yukarıda adı geçen her bir kurum uluslararası faaliyet
gösteren birer kültür elçisi olarak nitelenebilir. Mesela British Museum, gerek
İngiltere’de gerekse diğer ülkelerde düzenlediği sergilerle milyonlarca ziyaretçi
çekebiliyor. British Library’nin internet sayfası bir yılda 24 milyon defa hit
alabiliyor. British Council bahsi geçen her bir örgütle ayrı ayrı çalışarak 1
yılda 109 farklı ülkede uzun vadeli ilişki yaratacak 1500 kültürel aktivite
gerçekleştiriyor.
Diğer taraftan Çin, sosyalist yönetim biçimiyle büyürken
dünyanın özellikle de Avrupa’nın gözünde pek de parlak olmayan imajını
düzeltebilmek için Konfüçyüs Enstitüleri
açarak kültürel diplomaside çok hızlı ilerleyen bir ülke. 2004’ten bu yana tamamı
devlete bağlı 400’e yakın Konfüçyüs Enstitüsü açan Çin, bu sayıyı 2020 yılına
kadar 1000’e çıkarmayı hedefliyor. Bu enstitüler sadece Çince öğretmekle
yetinmeyip hem geleneksel hem de modern Çin kültürünü tanıtıyor.
2003 yılından bu yana Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı olarak
görev yapan Hu Jintao, 2012 yılı başında yaptığı bir konuşmada, Çin’in ideolojik
ve kültürel alanlarının Batı kültürü tarafından kuşatıldığını söylemiştir. Bu
yüzden dünyanın dört bir köşesini kendi kültürünü yaymak için kullanan Çin,
özellikle ABD gibi ülkelerin Çin’de daha fazla kültürel merkez açmalarına engel
oluyor. 2007 yılında Çin Komünist Partisinin 17. kongresinde Hu Jintao, Çin’in
bundan sonraki süreçte yumuşak güç kaynaklarına daha fazla yatırım yapması
gerektiğini ifade etmiştir. Yani Çin en üst mertebeden alınan destekle kültürel
diplomasisini yürütmekte. Çin büyükelçiliklerinin çoğu kültür ataşesi
bulunduruyor ve bu ataşelikler Konfüçyüs Enstitüleri tarafından destekleniyor.
YENİ YAKLAŞIMLAR
Kamu diplomasisinde olduğu gibi
kültürel diplomaside de imajın büyük önemi vardır. Son yıllarda kültürel
diplomasi yaklaşımlarında daha çok devlet imajı ön plana çıkarılmaya dönük
çalışmalar yapılıyor. Başka bir ifadeyle ülkenin kültürel zenginliğini basit
bir şekilde göstermekten ziyade stratejik planlarla hazırlanan projeleri hayata
geçirmek şeklinde tanımlayabileceğimiz yeni yaklaşımda ekonomik ve teknolojik
başarılar üzerine odaklanılmaktadır.
Bollywood’u ile ünlü olan Hindistan’ın
Kültürel İlişkiler Konseyi kültürel diplomasi uygulamalarında kültürel
zenginliklerinin yanı sıra “ekonomik güç, teknoloji devi” gibi imaj verici
terimlere de yer vermektedir. Avustralya, Uluslararası Kültürel Konseyi imajına
pozitiflik katan zengin ve eşsiz kültürüne ek olarak “modern, zengin, bilge ve
ileri teknolojili” şeklinde ifadeler kullanmaktadır. Kültürel diplomasi
aktivitelerine hükümetin bütçe azaltmasına rağmen Kanada, imaj olarak “çok
kültürlü, modern, yaratıcı, yenilikçi, ileri teknolojili” ifadeleri yanı sıra ormanlarını,
göllerini, geyiklerini ve atlı polislerini ön plana çıkarıyor.
Yeni Zelanda’nın Kültür ve Miras
Bakanlığı bünyesinde 2004’te kurulan Kültürel Diplomasi Uluslararası Programı
kültürel diplomasi ile ulusal markalaşma arasında ilişki kuruyor. Yapılacak
çalışmalarda “çevreci, temiz, yenilikçi, yaratıcı ve ileri teknolojili”
koşuluna uygunluk aranmaktadır. Özellikle “clean and green New Zealand” imaj
oluşturmaya çalışması daha kaliteli ve bilinçli turist çekmek amaçlı.
Sonuç olarak, ülkeler dış politika
hedeflerine ulaşmada ve imajlarını yükseltmede kültürel diplomasinin önemini idrak
etmiş olsalardı daha fazla çaba sarf ederlerdi. Verilecek mesaj siyasi kanalla
gönderilirse hedefteki kamuoyu tarafından şüpheyle karşılanabilir. Bu yüzden hükümete
bağlı olmayan STK’lar bu işi ele almalı ve devlet tarafından desteklenmelidir. Kültürel
diplomasi fonla olur. Fransa, İngiltere ve Almanya kültürel diplomasi alanında
çok iyi geçmişleri var ve hala etkinler. Norveç son yıllarda kültürel
diplomasiye daha fazla yatırım yapıyor. Sanat, sergi, senfoni vb. gibi kültürel
organizasyonların uluslar arası faaliyetleri, belgesel yapımları ve diğer
uygulamalar elbette çok masraflı aktivitelerdir. Fakat kazanımı bu yatırımları
yapmaya değecektir. Çünkü kültürel diplomaside politikacıların ülke imajına
verdiği negatif etkiyi azaltacak güç fazlasıyla bulunmaktadır.
KAYNAKLAR
1-Cultural Diplomacy. DEMOS.
2007.
2-Yeni Zelanda Kültürel Diplomasi
Uluslar arası Programı:
3-Simor, M. Greater Role for
Cultural Diplomacy. Clingendal Discussion Paper in Diplomacy No. 114. 2009
4-Seib, Philip. A strategy for Cultural Diplomacy. 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder