Başkalarının Fikirlerini Çalma(k)

Herkese merhabalar, yeni bir yayına daha hoşgeldiniz. Sosyal medyanın hızlı yükselişi ile pek çok insan diğer insanların fikirlerini kendi fikirleriymiş gibi paylaşmaya ve kullanmaya başladılar ve bu ne gibi yan etkileri hayatımıza getirdi? İsterseniz buyrun bu konuyu daha yakından incelemek için hemen yayına geçelim.

Bu arada yaptığım yayınları beğeniyor ve yeni yayınları kaçırmak istemiyorsanız dinlediğiniz platformlardan abone olarak tüm yayınlara anında ulaşabilir veya [patreon] üzerinden bana destek olabilirsiniz.

Yayınları henüz yeni takip etmeye başlayanlar için hızlıca neler yaptığımdan bahsedeyim. Yaklaşık bir senedir hiç aksatmadan haftada 3 adet podcast yapıyorum ve bu yayınlar için de çokça araştırma yapmak zorunda kalıyorum. Aslında bundan 6 sene önce düzenli olarak kitap okuma alışkanlığını kendime kazandırmaya çalışırken bu podcastin temellerini atmaya başlamıştım fakat o zamanlar bunun farkında dahi değildim. Düzenli kitap okuma hedefim için elime aldığım ilk kitap “The Power of Habit (Alışkanlığın Gücü)” idi ve okuduğum en güzel kitaplardan biriydi diyebilirim.

Bu kitabı, Bill Gates bir konuşmasında tavsiye etmişti ve bunun ardından kitap kurdu olan Warren Buffet , Elon Musk, Jeff Bezos gibi insanların hangi kitapları okuduğunu araştırmaya başladım. Ve bu kişilerin ortak olarak tavsiye ettiği kitapların isimlerini listeledim fakat sadece bu tavsiyelere bakarak değil, kitapları okuyan insanların yorumlarınıda değerlendirerek hoşuma giden 25 adet kitabı sipariş verdim. Yaklaşık 3 yıl içerisinde de bu 25 adet kitabı bitirdim. Bu kitapların isimlerinide sizler için yine bırakarım.

Podcast Başlatma Fikri

Ben bu kitaplardan da sevdiğim bölümlerin altını çizip ayraç ile ayırıp bu notları elimin altında tutuyordum. Ve sonrasında bu bölümlerden podcast yapma fikri çok hoşuma gitti ve podcast dünyasına bende adım attım. Podcast’i nasıl başlattığım ile alakalı da detaylı bir yayın yaptım.

Tabi podcast’i hazırlarken sadece kitapta okuduğum bir bölüm ile koca bir yayın hazırlamak söz konusu değildi, bununla alakalı farklı araştırmalara da göz atmam gerekti. Böylelikle her hafta bitmek bilmeyen bir araştırma, metin hazırlama, referans listesi oluşturma, kaynağın güvenilirliğini test etme gibi uzun bir sürecin içine girdim.

Google ve YouTube Algoritması

Size de eminin bu kesin oluyordur; eğer bir konu üzerinde araştırma yaptığınızda, sürekli olarak karşınıza o konuyla alakalı içerikler çıkıyor. Bende ister istemez hem spotify hem youtube hem ted talks gibi platformlarda paylaşım yapan insanlara denk geliyorum ve çoğu kişi yaptıkları konuşmalarda bu kitaplardaki bölümlerden oldukça fazla alıntı yapıyorlar ama hiç kimse bu düşünceleri, araştırmaları ve analizleri nereden aldığından bahsetmiyor.

Belki referanslar kısmına bu araştırmaları ekleselerde insan pek çoğu bu linklere tıklamıyor. Bunu nerden biliyorsun derseniz; bugüne kadar özene bezene hazırladığım APA formatındaki referans linklerini, blog sayfamı ziyareten eden 100 kişiden sadece 1 bazen bu linkelere tıklıyor.

Keza konuşma esnasında dahi sürekli olarak alıntılar yapan kişiler sanki bu düşünceler onlarınmışçasına paylaşımlarda bulunuyorlar. Ve inanılmaz beğeni toplamayıda başarıyorlar. Bu arada tabiki bir konu hakkında araştırma yaptığınızda bulduğunuz bilgileri derleyip sunmakta bir sorun yok fakat karşımıza çıkan ilham veren konuşmalar nefes kesen analizlerin pek çoğu bu konuları anlatanlara ait değil

Neden sorgulamıyoruz?

Burada ki tek suçlu bu fikirleri çalanlarda mı? Aslında hayır çünkü dinleyiciler olarak bizlerinde bilgilerin kaynağının nereden geldiğini sürekli olarak araştırmamız gerekiyor. Artık bilgiye ulaşma methodumuz google, youtube ve sosyal medya platformlarına dönüştü. Eskiden bilgileri sadece kitaplardan veya televizyon programlarından alabiliyorduk ve aslında televizyonda ve kitapta bir bilginin yer alabilmesi için belirli denetimlerden geçmesi gerekiyordu. İnternet ile bu tarz denetimler arka plana atıldı ve hiç kimse bu platformlarda paylaşılan bilgilerin doğruluğunu yada yanlışlığını sorgulamaz oldu.

Ben bir elektrik mühendisiyim ve çalıştığım firma beni geçenlerde bir seminere yolladı. Bu seminerde yöneticilik, liderlik, başarı gibi konular ana temaydı ve bunlar tamda benim en çok araştırmayı sevdiğim konular ve sürekli olarakta bu konularda yayınlar hazırlıyorum ve yayınlarda kitaplardan çıkardığım notlara yer veriyorum.

Bu semineri veren eğitmende belli ki bu tarz kitapları okumuş ve sürekli olarak bu kitaplarda yer alan methodları ve analizleri bizlere anlattı, fakat hangi bilginin hangi kaynaktan geldiğini konuşma esnasında bahsetmedi. Bu seminere katılan kişilerinde büyük bir kısmı yüksek lisans ve doktora derecesine sahip olan insanlardı ve hepsi bu konuşmadan inanılmaz etkilendiklerini eğitimin sonunda paylaştılar.

Eğitmen, liderlik hakkında düşüncelerimizi sorduğunda katılımcıların verdiği cevaplarda da bir şey benim çok dikkatimi çekti. Herkesin atıfta bulunduğu hikayeler, internet üzerinde dolaşan bir kaç motivasyon konuşmasına, sosyal medya paylaşımına veya bir Ted Talks’a dayanıyordu. Hiç kimse okuduğum bir kitapta şundan bahsediyordu gibi bir şey demedi.

İnternet ve Yazılı Basın Kaynakları

Artık araştırma yapmak için direk olarak internete başvuruyoruz ve bu cidden harika bir şey, bu sayede hayatımız çok daha kolay bir hale geldi. Bazen sayfalarca yazılmış bir kitapta anlatılmak istenilen bir şeyi, internette biri harika bir şekilde özetleyip bizlere sunuyor. Veya bir teknik probleme sahip olduğumuzda, bilgisayarımız bozulduğunda, arabamızda bir sorun çıktığında veya evde bir araç gereç bozulduğunda internet hemen yardımımıza koşuyor. Ve böyle bir teknolojiye sahip olduğumuz için inanılmaz şanslıyız. Fakat ister istemez bu teknolojide bazı kötü yanlara sahip, internet üzerinde ki her bilgi doğru değil veya geçerliliğini çoktan yitirmiş olabiliyor.

Aslında her video üreten, blog sayfası yazan, podcast yapan kişinin ürettiği içeriği bilimsel araştırmalara dayandırma zorunluluğu yok ve pek çok kişi kendi şahsi fikirlerinden bu tarz içeriklerde bahsediyorlar. Ama bu, bazen istemsizde olsa insanların yanlış bilgilendirilmesine yol açabiliyor.

Örneğin ben şu methodu denedim ve bu bende çalıştı sizde de çalışır demek çok riskli bir yaklaşım. Çünkü benim sahip olduğum fiziksel koşullar, yetiştiğim ortam, ailem, aldığım eğitim, psikolojik durumum, maddi durumum, ilişkilerim ile beni dinleyen kişinin sahip olduğu bu değişkenlerin aynı olması mümkün değil. Bu yüzden kişisel bakış açısı içeren içerikleri bir kaynak olarak kullanmamak oldukça önemli.

İz Bırakan İnsanların Perspektifleri

Ben sürekli olarak iz bırakmış insanlardan bahsediyorum ve Steve Jobs’un hayatını kaybetmeden önce bir üniversite mezuniyetinde yaptığı meşhur bir konuşma var. Bu konuşmadan önce Steve Jobs kanser tedavisi görmüş ve ölümün eşiğinden dönmüştü. Bu konuşmada herkesin diline dolanan bir bölüm vardı;

Eğer bugün hayatımın son günü olsaydı, bugün yapmak üzere olduğum şeyi yapmak ister miydim? —Steve Jobs,2005

Steve Jobs’un Standford üniversitesinden yaptığı bu konuşmadan herkes farklı bir çıkarımda bulunabilir. Örneğin bu alıntı kimi insanda “yarın yokmuşçasına yaşamalıyım” anlamına çıkarken kimisi için “bugün bir şeyleri değiştirmek için çabalamalıyım ve sürekli olarak bunu tekrar etmeliyim” anlamına gelmiş. Çünkü bu sadece bir kişinin, ki bu kişi Steve Jobs’ta olsa, onun kendi hayat perspektifi.

Dünyanın en büyük firmalarından birini kurmuş olan, kansere yakalanmış ve hayatının son günlerini yaşayan birinin yarın yokmuşçasına yaşayın demesi dahi onun durumunda iseniz mantıklı olabilir. Keza söylediği şeylerden direk bu anlam çıkıyorda diyemeyiz. Çünkü bu anlamı çıkaranda var çıkarmayan da.

Keza Apple 1976’ta kurulmuş olmasına rağmen bir trilyon dolarlık bir firma haline gelmesi tam 42 sene aldı ve 2018 yılında bu değere ulaştı.

Son Söz

Konuyu toparlayacak olursak, artık her yerden üzerimize bilgi yağmaya başladı ve bu bilgilerin bazıları gerçekten hayatımıza anlam katacak, bizleri ileriye taşıyabilecek bilgiler ama bunların içerisinde güvenilir olmayan oldukça büyük bir kısımda mevcut.

Bu yüzden edindiğimiz bilgileri sürekli olarak sorgulamalı, nereden geldiklerini anlamalı ve eğer bir alıntı yapıyorsakta bunu kendi fikrimiz gibi anlatmaktansa kaynağın nereden geldiğini direk olarak paylaşmak herkes için daha faydalı olacaktır. Ancak bu sayede daha güvenilir ve işimize yarayacak bilgilere daha kolay ulaşabiliriz.

Bu bölümde edindiğimiz bilgilerin doğruluğunu nasıl kontrol edebileceğimizi ve başkalarının fikirlerini alıntılarken bunu yapmanın en doğru ve en etik yolunun nasıl olabileceğini konuştuk. Umarım sizlere faydalı bilgiler sunabilmişimdir. En kısa sürede yeni yayınlarda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın hoşçakalın.


Referanslar

Bailey, J. (2022, March 10). 5 reasons people plagiarize (and how to stop them). Plagiarism Today. https://www.plagiarismtoday.com/2017/02/15/5-reasons-people-plagiarize-and-how-to-stop-them/amp/

How to be inspired without copying someone’s work. WP Engine. (2023, February 14). https://bit.ly/3rMLp1K

One-Time
Monthly
Yearly

Tek seferlik destekte bulunun

Aylık olarak destekte bulunun

Yıllık olarak destekte bulunun

Aşağıda yer alan miktarlardan biri seçebilir

$1.00
$5.00
$10.00
$5.00
$10.00
$15.00
$50.00
$100.00
$150.00

Veya kendi istediğiniz miktarı girebilirsiniz

$

Beni desteklediğiniz için çok teşekkürler 🙂

Beni desteklediğiniz için çok teşekkürler 🙂

Beni desteklediğiniz için çok teşekkürler 🙂

Destekte BulunDestekte BulunDestekte Bulun

Tüm Bölümlere Anında Ulaşın

Yayınlara İstediğiniz Platformdan Erişebilirsiniz :

Leave a Comment