|

Cumhuriyet’in 100. yılında Çanakkale ruhu

04:00 - 19/03/2023 Pazar
Güncelleme: 03:05 - 19/03/2023 Pazar
Yeni Şafak
Çanakkale. Arşiv.
Çanakkale. Arşiv.
Prof. Dr. Sedat Murat
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü

Çanakkale, içinde bulunduğu coğrafi konumu ve boğazıyla Anadolu ve Avrupa’yı, Akdeniz ve Karadeniz’i birbirine bağlayan en önemli iki geçitten birisidir. İşte bu nedenle eski çağlardan bu yana insanlık için çok önemli bir mekân olmuştur. Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan bu topraklardaki yerleşim, Milattan Önce 3000 yılına kadar uzanmaktadır. Klasik İlkçağ’da henüz İstanbul önem kazanmadan Çanakkale ve kıyıları birçok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Osmanlı İmparatorluğu ile bir savunma kenti olarak konumlandırılan bölge asıl ruhunu Çanakkale muharebeleri ile kazanmıştır. Türk tarihinin en çetin muharebelerine mesken olmuş milli bilincin doğduğu yer olarak hafızalara kazınmıştır.

“AMAN ÇEKİLMEYİNİZ, SAKIN CEPHEYİ GERİYE ALMAYINIZ”

Çanakkale Muharebeleri 19 Şubat 1915 tarihinde başlamış ve 9 Ocak 1916 tarihinde Osmanlı Ordusu’nun zaferi ile sona ermiştir. Bu zafer, sonuçları itibari ile Türk ve Dünya tarihinde derin izler bırakmıştır. Bu izlerin en önemlilerinin başında, şüphesiz Çanakkale ruhunun ortaya çıkması gelmektedir. Çanakkale ruhu, Cumhuriyet’i kuran kadronun en önemli motivasyon kaynaklarından birisi olmuştur. Çanakkale muharebe sahasında doğan bu ruh, bir nevi genç Cumhuriyet’in can suyu olmuştur.

Çanakkale ruhunu anlamanın yolu, Çanakkale Muharebeleri’nin detaylarından ve muharebe sahasından geçmektedir. Öyle ki Çanakkale Muharebeleri devam ederken askerlerimiz coğrafyayı isimlendirmeye başlamıştır. Örneğin; Şehit olan askerlerimizin kanlarının dereye karıştığı noktaya “Kanlı Köprü Deresi”, çatışmaların en yoğunlaştığı noktalardan birisine “Kanlısırt” ismini vermiştir. Bir yandan da şehit olan askerlerimizin isimleri muharebe sahasına verilmeye başlanmıştır. Kutsi Bey Tepesi, Fuat Bey Deresi, Kemal Bey Tepesi, Hasan Tahsin Bey Yamacı, Cemal Deresi ve daha birçokları…

Çanakkale Muharebeleri’ni, zafere dönüştüren ruhun özünü, gözünü kırpmadan şehit olmaya koşan Mehmetçik ile askerinin önünde zafere inanmış komutanların varlığında aramak gereklidir. 2. Tümen Kurmay Başkanı Yüzbaşı Kemal Efendi’nin şehit olmadan önceki son sözleri “Aman çekilmeyiniz, sakın cepheyi geriye almayınız” olmuştur. Bu inanmışlık hali tüm askerlerde vücut bulmuştur.

“ALLAH’A ISMARLADIK” DİYEREK ÖLÜMSÜZLÜĞE YÜRÜDÜLER

Çanakkale Muharebeleri’nden başlayarak günümüze kadar birçok kez duyduğumuz Çanakkale ruhu nedir? Şüphesiz ki bu ruhu anlamak ve anlatmak bu satırlara sığmayacaktır. Ama bu ruhu tasvir edebilmek adına şunları söyleyebiliriz. Çanakkale ruhu, Kerevizdere bölgesinde arkasında uçurum olduğunu bilerek, istinad siperi olmadan, ön siper hattında düşmana 5-6 metre mesafede kimi gün hatlarına 60.000 top mermisi düşmesine, gerisinden donanma ateşine maruz kalmasına rağmen 9 ay boyunca sebat etmektir.

Çanakkale ruhu, Anafartalar Kahramanı Albay Mustafa Kemal’in Bombasırtı vakasıyla ilgili “Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına düşüyor, ikinci siperdekiler onların yerini alıyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkül ile biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler Kelime-i Şehadet çekerek yürüyorlar. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebrike değer bir örnektir” sözlerindeki kahramanlıktır.

Çanakkale ruhu, cepheden annesine yazacağı mektup, annesinin eline ulaştığında şehit olabileceğini düşünerek “Ben iyiyim, merak etmeyin” diyemeyen Mehmetçik’tir. Çanakkale ruhu, tek korkusu unutulmak olan kahramanların son hücumları öncesinde “Allah’a ısmarladık” diyerek ölümsüzlüğe yürümeleridir.

Çanakkale ruhu, İstiklal Harbi’nin en buhranlı günlerinde milletin el birliğiyle dile getirdiği umuttur. Çanakkale ruhu, Osmanlı coğrafyasının her kasabasından, köyünden dil, din, ırk ayrımı yapmadan vatan savunması için Çanakkale’ye koşmaktır. Diğer bir değişle bir olma, beraber olmadır. İşte bu ruh, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuracak kadronun var olma halidir.

CUMHURİYET’İN ÖNSÖZÜ

Çanakkale Muharebeleri sırasında askeri başarısı ile Türk İstiklal Savaşı’nın komuta heyetini oluşturan subaylarımızın birçoğu gerek I. Meclis’te gerekse II. Meclis’te önemli görevler üstlenmiştir. Bu haliyle Çanakkale Cephesi’nin Cumhuriyetin Önsözü olması hali, uygulamada da kendisini göstermiştir.

Çanakkale Muharebeleri esnasında ortaya çıkan Çanakkale ruhu, zamanın ve mekanının ötesine geçerek Türkiye Cumhuriyeti’nin birleştirici unsuru olmuştur. Bu haliyle Cumhuriyetimizin, Çanakkale ruhu ile beslendiği nice 100 yıllar yaşamasını canı gönülden temenni ederim.

Çanakkale ruhunu tarihe ‘Yüzyılın Felaketi’ diye geçen Kahramanmaraş depreminde de görebilmek mümkündür. Depremin hemen ardından yurdun dört bir yanından yurttaşlar seferber olmuş, “Çanakkale’ye koşar” gibi Maraş’a, Adıyaman’a, Hatay’a, Gaziantep’e ve diğer etkilenen illere yardıma koşmuşlardır. Çanakkale ruhu bu vatanın her bir köşesine işlenmiştir. Çanakkale Savaşları’nın Osmanlı’nın son döneminde savaşlarla yorgun düşmüş bir millet için mücadelenin ve yeniden varoluşun simgesi olması gibi deprem yaralarını sarmaya çalışan milletin birleşmesi de Cumhuriyet’in 100. yılının sembolü olacaktır. Bu vesile ile deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenabı Allah’tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Milli birlik ve beraberlik anlayışıyla depremden etkilenen vatandaşlarımızın acılarını paylaşıyor ve yüreğimizde hissediyoruz. Yaraların sarılmasında Çanakkale ruhuna uygun bir şekilde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak üzerimize düşen tüm vazifeler için göreve hazır olduğumuzu bir kez daha yineliyorum.

#Çanakkale
#Türk Tarihi
#Osmanlı Ordusu
#Türk Ordusu
#Cumhuriyet
1 yıl önce