/*---------------Üst Reklam Gizleme Kodu Stop-------------*/ /*---------------Bu kodun altına başka kod eklenmeyecek-------------*/ /*---------------En alt alan-------------*/ //--> https://islamadresim.tr.gg/ https://islamadresim.tr.gg/sitemap.xml 2005-01-01 daily 0.8


Avatar

İSLAM ADRESİM

”ﷲ” “ﷴ“


Arama Yap

İslam Adresim'de Arama Yap

İletişim

Uygulamayı İndiir

İlim ve bilgi yayıldıkça güzeldir.


KUR'ANI-I KERİM



















































































































İslam Adresim

14-Ibrahim-Suresi

Hakkında
Ra'd Sûresi Hakkında

Ra‘d sûresi Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğini söyleyenler de olmuştur. 43 âyettir. İsmini, 13. âyetindeki ve “gök gürültüsü” mânasına gelen اَلرَّعْدُ (ra‘d) kelimesinden almıştır. Mushaf tertîbine göre 13, nüzûl sırasına göre 87. sûredir.

Konusu
Ra'd Sûresi Konusu

Sûre, Peygamberimiz (s.a.s.)’e inzâl buyrulan Kur’ân-ı Kerîm’in Allah tarafından gönderilmiş kesin, gerçek, doğru bir kitap olduğu esası etrafında döner durur. Kur’an’ın getirdiği temel esaslar olan tevhid, âhiret ve nübüvvet konularına tekrar tekrar temas eder. Bu esasları ispat sadedinde aklî ve mantıkî deliller serdeder. Bunlara samimiyetle iman edenlerin elde edecekleri mükâfatları, bunlara sırtını dönenlerin ise uğrayacakları hazin ve feci neticeleri haber verir. İslâm düşmanlarının ileri sürdükleri bir kısım itirazları üstü kapalı olarak ele alıp, iknâ edici bir şekilde cevaplandırır. Böylece oluşabilecek şüpheleri izale etmiş olur. Hususiyle İslâm’ı yaşama ve tebliğ etme yolunda gayret gösteren, bu uğurda çilelere sabredip Allah’ın yardımını bekleyen mü’min gönülleri teselli eder; onlara parlak bir gelecek için ümit ve cesaret aşılar.

Nuzül
Ra'd Sûresi Nuzül

Mushaftaki sıralamada on üçüncü, iniş sırasına göre doksan altıncı sûredir. Muhammed sûresinden sonra, Rahmân sûresinden önce nâzil olmuştur; Mekke’de mi Medine’de mi indiği hakkında farklı rivayet ve tesbitler vardır. Mushaftaki tertibe göre sûrenin Mekke’de inmiş olan ve hurûf-i mukattaa ile başlayan sûrelerin arasına yerleştirilmiş olması, üslûbunun Mekkî sûrelere benzemesi, muhtevasında tevhid ilkeleri, müşriklerin kınanması ve yerilmesi gibi konuların yer alması sebebiyle Mekke’de inmiş olduğu rivayeti tercih edilmiştir; 31-32. âyetlerinin Mekke’de, diğerlerinin ise Medine’de indiğini, ayrıca tamamının Medine döneminde geldiğini söyleyenler de vardır.




İbrahim Suresi Ezberle


İbrahim Suresi Arapça Okunuşu
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
الٓرٰ۠ كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ اِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ بِاِذْنِ رَبِّهِمْ اِلٰى صِرَاطِ الْعَز۪يزِ الْحَم۪يدِۙ
1.
اَللّٰهِ الَّذ۪ي لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ وَوَيْلٌ لِلْكَافِر۪ينَ مِنْ عَذَابٍ شَد۪يدٍۙ
2.
اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًاۜ اُو۬لٰٓئِكَ ف۪ي ضَلَالٍ بَع۪يدٍ
3.
وَمَٓا اَرْسَلْنَا مِنْ رَسُولٍ اِلَّا بِلِسَانِ قَوْمِه۪ لِيُبَيِّنَ لَهُمْۜ فَيُضِلُّ اللّٰهُ مَنْ يَشَٓاءُ وَيَهْد۪ي مَنْ يَشَٓاءُۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ
4.
وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مُوسٰى بِاٰيَاتِنَٓا اَنْ اَخْرِجْ قَوْمَكَ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ وَذَكِّرْهُمْ بِاَيَّامِ اللّٰهِۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ
5.
وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِهِ اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ اَنْجٰيكُمْ مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُٓوءَ الْعَذَابِ وَيُذَبِّحُونَ اَبْنَٓاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَٓاءَكُمْۜ وَف۪ي ذٰلِكُمْ بَلَٓاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظ۪يمٌ۟
6.
وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ
7.
وَقَالَ مُوسٰٓى اِنْ تَكْفُرُٓوا اَنْتُمْ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ جَم۪يعًاۙ فَاِنَّ اللّٰهَ لَغَنِيٌّ حَم۪يدٌ
8.
اَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَؤُ۬ا الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَۜۛ وَالَّذ۪ينَ مِنْ بَعْدِهِمْۜۛ لَا يَعْلَمُهُمْ اِلَّا اللّٰهُۜ جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَرَدُّٓوا اَيْدِيَهُمْ ف۪ٓي اَفْوَاهِهِمْ وَقَالُٓوا اِنَّا كَفَرْنَا بِمَٓا اُرْسِلْتُمْ بِه۪ وَاِنَّا لَف۪ي شَكٍّ مِمَّا تَدْعُونَنَٓا اِلَيْهِ مُر۪يبٍ
9.
قَالَتْ رُسُلُهُمْ اَفِي اللّٰهِ شَكٌّ فَاطِرِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ يَدْعُوكُمْ لِيَغْفِرَ لَكُمْ مِنْ ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرَكُمْ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّىۜ قَالُٓوا اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۜ تُر۪يدُونَ اَنْ تَصُدُّونَا عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ اٰبَٓاؤُ۬نَا فَأْتُونَا بِسُلْطَانٍ مُب۪ينٍ
10.
Devamını Göster


İbrahim Suresinin Türkçe Yazılışı ve Okunuşu
1. Elif lam ra kitabün enzelnahü ileyke li tuhricen nase minez zulümati ilen nuri bi izni rabbihim ila sıratıl azızil hamıd
2. Allahillezı lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve veylül lil kafirıne min azabin şedıd
3. Ellezıne yestehıbbunel hayated dünya alel ahırati ve yesuddune an sebılillahi ve yebğuneha ıveca' ülaike fı dalalim beıyd
4. Ve ma erselna mir rasulin illa bi lisani kavmihı li yübeyyine lehüm fe yüdıllüllahü mey yeşaü ve yehdı mey yeşa' ve hüvel azızül hakım
5. Ve le kad erselna musa bi ayatina en ahric kavmeke minez zulümati ilen nuri ve zekkirhüm bi eyyamillah inne fı zalike le ayatil li külli sabbarin şekur
6. Ve iz kale musa li kavmihizkuru nı'metellahi aleyküm iz encaküm min ali fir'avne yesumuneküm suel azabi ve yüzebbihune ebnaeküm ve yestahyune nisaeküm ve fı zaliküm belaüm mir rabbiküm azıym
7. Ve iz teezzene rabbüküm le in şekertüm le ezıdenneküm ve le in kefertüm inne azabı leşedıd
8. Ve kale musa in tekfüru entüm ve men fil erdı cemıan fe innellahe le ğaniyyün hamıd
9. E lem ye'tiküm nebeüllezıne min kabliküm kavmi nuhıv ve adiv ve semude vellezıne mim ba'dihim la ya'lemühüm ilellah caethüm rusülühüm bil beyyinati fe raddu eydiyehüm fı efvahihim ve kalu inna kefarna bima ürsiltüm bihı ve inna le fı şekkim mimma ted'unena ileyhi mürıb
10. Kalet rusülühüm e fillahi şekkün fatıris semavati vel ard yed'uküm li yağfira leküm min zünubiküm ve yüehhıraküm ila ecelim müsemma kalu in entüm illa beşerum mislüna türıdune en tesudduna amma kane ya'büdü abaüna fe'tuna bi sültanim mübın
Devamını Göster


İbrahim Suresinin Anlamı, Meali
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla
1.
Elif. Lâm. Râ. İşte bu, insanları Rablerinin izniyle her türlü küfür ve cehâlet karanlıklarından iman ve İslâm’ın aydınlığa çıkarman, karşı konulamaz kudret sahibi ve övülmeye lâyık olan Allah’ın yoluna ulaştırman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.
2.
O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Uğrayacakları pek şiddetli bir azaptan dolayı vay o kâfirlerin hâli­ne!
3.
Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve o dosdoğru yolu eğri büğrü göstermeye çalışırlar. İşte onlar pek derin bir sapıklık içindedirler.
4.
Biz her bir peygamberi, dinî emir ve yasakları onlara en güzel şekilde anlatmaları için kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğinin doğru yoldan sapmasına fırsat verir, dilediğini de doğru yola erdirir. O, karşı konulamaz kudret sahibi, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.
5.
Nitekim Mûsâ’yı: “Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın nimet ve felâket günlerini hatırlat” diye âyetlerimizle gönderdik. Hiç şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden kimseler için nice ibretler, nice dersler vardır.
6.
O zaman Mûsâ kavmine şöyle demişti: “Allah’ın, üzerinizde bulunan nimetlerini hatırlayın! Hani o sizi, size azabın en kötüsünü revâ gören; oğullarınızı boğazlayan, kadın ve kızlarınızı kötülük yapmak için sağ bırakan Firavun hânedânından kurtarmıştı. Bunda da size Rabbinizden büyük bir belâ ve imtihan vardı.”
7.
“Hani Rabbiniz size: «Şâyet şükrederseniz size olan nimetlerimi artırır da artırırım. Yok eğer nankörlük ederseniz, şunu bilin ki benim azabım çok şiddetlidir» buyurmuştu.”
8.
Mûsâ devamla: “Siz ve yeryüzünde bulunan herkes birlikte Allah’a nankörlük etseniz bile bunun Allah’a bir zararı olmaz. Çünkü Allah’ın hiç kimseye, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur ve her türlü övgüye lâyıktır” demişti.
9.
Sizden önceki Nûh kavminin, Âd ve Semûd’un ve onlardan sonra gelenlerin haberi size ulaşmadı mı? Onların hâlini ve başlarına geleni gerçek mânada ancak Allah bilir. Peygamberleri onlara apaçık deliller getirmiş, fakat onlar ellerini ağızlarına götürüp: “Biz sizinle gönderilen dîni kesinlikle inkâr ediyoruz. Çünkü biz, bize yaptığınız dâvetin doğruluğu konusunda derin bir şüphe içindeyiz” dediler.
10.
Peygamberleri onlara şöyle dedi: “Hiç gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah hakkında şüphe edilir mi? O sizi kendine imana çağırıyor ki, böylece günahlarınızı bağışlasın ve içinde bulunduğunuz helâkinizi gerektiren kötü durumdan sizi kurtarıp, belirli bir vakte kadar size süre tanısın.” Onlar da şu karşılığı verdiler: “Siz de ancak bizim gibi insanlarsınız. Bizi atalarımızın tapa geldikleri şeylerden uzaklaştırmak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin!”
Devamını Göster

 Etiketler  İbrahim Suresi, İbrahim suresinin anlamı, okunuşu, meali ve tefsiri.



Bugün 11 kişi ziyaret etti.
Toplam 16665 kişi ziyaret etti.
Sosyal Ağlarda Paylaş:

Yorum Yap



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol